ölüm Ölümden yıllarca korkarak yaşamıştım ama artık bunun yanlış bir şey olduğunu fark ettim, -hayır bu asla kaçınılmaz ile barışmak değil, bu gerçeği fark etmek-. Ölüm her insan için çok kişisel bir deneyimdir, hayatın çok önemli bir evresidir. Ölüm acısından korkmak tamamı ile saçmalıktır çünkü sadece bir kere olacak ve geçecek bir acıdır bu, acısı bittikten sonra bir daha asla yaşanmayacak. Acısız ölüm istemek tabii ki de normaldir, ama yaşadıklarınızı, bütün hayatınızı bir düşünün. Bu kadar acı, bu kadar mutluluk, bu kadar aşkın sonunu getiren o şey ya oldukça bencil yada oldukça güzel olmalı. Ben güzel olduğu zannındayım, çünkü bencillik doğaya göre değildir ve ölüm doğanın bir işidir. Sizleri yarattığı o güzelliğin içine geri alır sizi. Ölüm esnasında acıya batmanın tek sebebi endişedir, bundan sonra ne olacak endişesi. Bu endişeye sahip olmayanların (aşırı dindarlar, yaşlılar, bir şeyin uğurunda ölenler[şehitler, askerler, mücahitler vesaire]) ne kadar mutlu öldüğünü bilirsiniz. Gülerek ölüm genelde onlarda görünür. (Bu insanlara genelde her şeyden vazgeçmiş olduğu için ölümden endişe duymuyor denir, lakin bu yanlıştır şöyle ki; askerlerin de ailesi vardır ve önemserler, dünyadan hala vazgeçmemişlerdir. Hala sıkı sıkıya bağlıdırlar.) Ölüm bu kadar normal ve güzel bir şey ise ölenler için üzülmek de bencillikten başka bir şey değildir. Ölümden endişe duymayın! Ölenler için artık üzülmeyin, şüphesiz ki doğa bizlerin son anlarını güzel planlamıştır.