Okulun konferans salonundaydım ve artık içimde beslediğim ona karşı oluşan sevgimi saklayamayacaktım. Ama utancımdan bunu belli edip etmemek arasında kalmıştım, ufak bir detay ile aslında biraz belli etmiştim. Koro çalışması bittikten sonra o ve arkadaşı gidecekti ben ise dedim ki daha teneffüse 10 dakika var nereye gidiyorsunuz erkenden sırf onu biraz daha fazla görmek için 10 dakika daha kal demiştim oda bana karşı bir şeyler hissediyordu ki öyle dedikten sonra bana bakıp gözleri gülmüştü o gün hayatımda ilk kez âşık olmuştum. Birkaç saat sonra eve gittiğimde instagram’da karşıma çıkmıştı ve bende fırsat bu fırsat deyip hemen takip etmiştim. Takip ettikten sonra oda beni takip etmişti ne güzel sevinmiştim hemen mesaj atmıştım o sevinçle. Biraz konuştuktan sonra Whatsapp’dan konuşmaya karar verdik ve numarasını istemiştim oda bana verdi. İlk defa bir kızdan numarasını istemiştim ve oda vermişti. Ne diye kaydedeceğim diye endişeliyken içimden dedim ki bu sefer armağan yazayım ve ileride değiştiririm. Devam ettik konuşmaya. O herkesi aynı kaydettiği için beni de aynı kaydetti ama bilmiyordu ileride tüm hayatını değiştireceğimi. Bir insanı etkilemek için ya duygularına göre gideceksiniz ya da huyuna diye bir şey vardır. Ben duygularına göre gittim onun sevdiği şeyleri yaptım sevdiği müzikleri dinledim ve ona güzel/yakışıklı görünmeye çalıştım. Kalbini elde edebileceğim ne kadar yol var ise hepsini denedim. Başarı yolunda fazla zorlanmadım aslında onunda bende gönlü olduğu için Zafer’e biraz kolay yoldan gitmiş gibi oldum. Kuzeni vardı şehit jandarma özel harekat “Mustafa Sarı” kendisi onun fotoğrafını profil fotoğrafı yapmıştı ben ise tasarımcı (Photoshop) ile uğraştığım için dedim ki bir shop yapayım belki de kafasında böyle yer edine bilirim. Başardım! Kafasında yer edinmiştim o fotoğraf ile bana olan ilgisi daha fazla artmıştı ve beni daha fazla mutlu etmişti. Konuşmaya Türkçülük / ülkücülükten devam ettik ona hayalimi anlatmıştım duygulanmıştı. İlk aşkım olduğu için çok fazla hayal kurmuştum onunla ilgili ve hiçbirisi de gerçek olmadı. Başlangıç kısmı böyle idi hikâyemizin tanışma faslı vb. Şimdi gelelim teklif etmeme. Teklif etmedim aslında her şey bir anda oldu ben sana o gözle bakamam diyordum bir anda hayatım oldu hayatımın en önemli ilki oldu ilk defa âşık oldum. İlişkimiz çok güzeldi ikimizde aynı korodaydık onun sesi şiir gibiydi solistti. Şarkı söylüyordu benim hoşuma gidecek mimikleri ve sesi vardı kalbi çok güzeldi âşık nasıl olmayacaktım ki. Benim en sevdiğim şarkı “Emirdağı” idi bunu ona söylemiştim ve oda dinleyip çok güzel olduğunu söylemişti daha sonra kendisi seslendirdi ve ben o şarkıdan asla vazgeçemedim. Bir insanı mutlu etmek için dünyaları vermeye gerek yoktur aslında ona sadece bir cümle bile yeterli olur. Ben o cümleyi ondan bekledim ve söyleyerek benim kalbimi tam anlamıyla kazanmıştı. O cümle ise “Seni asla bırakmayacağım” olmuştu ee diyecek tabi ki çünkü onun erkek arkadaşıyım ve aşığım inanmak zorundaydım inanmalıydım. Neyin ne olduğunu bilmeden çocuk gibi kanmıştım o dediğine ve en mutlu insan ben olmuştum. Benim tek kusurum çocukluğumun çok kötü geçmesi ve sığınacak birini aramamdı ve ben oyuna çok bağımlı bir insandım oradan bakınca kusur gibi durmuyor değil mi? Seven insan kusur dinlemez sebep dinlemez bahane dinlemez olması gereken odur. Çok güzel bir ilişkimiz vardı ama ben çok fazla oyun oynuyordum ve günlük hayatta yanında olmam yetmiyordu bunu hiç sorun etmiyorum derdi hep öyle alışmışsın derdi. Ben de kanardım anlamazdım aslında oyundan rahatsız olduğunu bana hiç söylemedi. Böyle devam etti hep korodan sonra beraber giderdik elini tutamazdım ya okulda olurduk ya da çarşıda tanıdıkları olduğu için bir gün korodan çıkmıştık ve bilirsiniz ki siyah toka sevgili olunca fix takılır. Bende de onun tokası vardı takmıştım çok uzun bir süre kalmıştı bileğimde korodan çıktıktan sonra gidiyorduk ve dedim ki bekle biraz canım susadım su içeceğim biraz. Tamam dedi eğildim çeşmeye suyu içtikten sonra doğrulurken bileklik koptu ikimizin gözü önünde ve o an balonu patlamış çocuk gibi ağlamak istedim ama orada ağlamaya cesaretim yoktu onun karşısında güçlü gözükmem gerekti. Gözlerim o kadar doldu ki ağlayamamak çok zoruma gitti orada canım dediğim insanın bir emaneti kopmuştu. Oda sıkıntı yapma çok tokam var demişti ben yine de üzülmüştüm çünkü o ilk hediyesiydi ilişkimiz boyunca ilk defa bana bir şeyini vermişti bende onu kokluyordum özlediğim zaman artık o yoktu. Zaman geçti zamanlar geçti… Ben hep aynı bendim ama o artık sıkılmaya başlamıştı benden ne kadar belli etmese de oyun oynamamdan ona sevgimi belli etmememden bir gün bir proje için köy okuluna gidecektik koro halinde gidişte beraber gidemedik çünkü çok fazla öğrenci vardı ve ikimiz ayrı arabalara binmek zorundaydık. Ayrı gittik ve benim içim buruktu yine tanıdık arkadaşlarımlaydım ama çölde yalnız gibiydim hiç hevesim ve keyfim yoktu yarım saat bir saatlik yolu onsuz gitmiştim. Vardık ve orası çok soğuktu. Yerinde dursan donacaksın öyle bir yerdi. Gösterimizi yaptık ve köşeye çekildik bir köşe vardı en ücra köşe idi. Oraya ben o ve arkadaşı gitmiştik park gibiydi aletler vardı çok eğlenmiştik ve hatıra olsun diye resim çekilmek istedik sırayla çekildik ve oda telefonumu eline alıp ikimizi çekmişti ikimizde gülüyorduk. Mutluyduk çünkü birbirimizi seviyorduk. Bir fotoğraf çekilmiştik ben hiç ağzı açık gülen bir insan değilimdir dişlerimden dolayı ama onunla olunca onun yanında olunca her şey önemsiz geliyordu. Dönüşte ise ben arkadaşlarımla gitmek istemiştim çünkü daha rahattı ama bilmediğim bir şey vardı onsuz her yer rahatsızlık veriyordu gelirken – giderken hiç yüzüm gülmemişti onsuzdum çünkü. Bir gün olmuştu kara bir gün aylar geçmişti ilişkimizin üstünden ve bir mesaj gönderdi bana ayrılalım çünkü ailem öğrendi demişti. Aslında ailem öğrendi değil de bana ilgili değilsin sevgin yok bana karşı demişti sanki. Bunu anlamak için filozof olmaya gerek yoktu anlamıştım ona ne kadar dil döksem de artık bizden olmaz dedi. O gün orada ayrıldık ve sadece bir “mesaj” ile ayrıldık o kadar sevgi sözcüğünün emeğimizin karşılığı sadece bir mesajdı. O günden geriye kalanlar ise; yarım kalan hayaller, tamamlanamamışlık, ve her fırsatta döktüğüm göz yaşlarıydı. Belki onun aklına hiç gelmedim ama o hep benim aklımdaydı asla kafamda öldürememiştim ne kadar öldürmeyi denesem de başaramamıştım. Beni özledi mi bilmiyorum ama ben onu çok özledim her fırsatı değerlendirdim yeniden olmak uğruna hiç birine karşılık vermemişti sürekli bizden olmaz deyip geçiştirmişti. Benden sonra bir sevgilisi olmuştu ve bana ayrılırken senin gibisi de olmazdı üzülme, çok çalış demişti. Acaba onu da benim kadar sevmiş midir? Ya da benden çok sevmiş midir onu? Eğer öyle bir şey yaptıysa ve daha fazla sevmişse bunu ben asla bilmeyeceğim çünkü onunla konuşamıyorum. Bunu kendisi istemedi bana istediğin zaman yaz konuşuruz demişti ama bir mesaj atmamı bile istememişti. Şuan sevgilisinden ayrılmış tıpkı benim gibi yine ayrılan o olmuş. Ben hep mutlu olmasını istedim. Ve eğer bir gün bunu okursan seni hala çok seviyor ve özlüyor olacağım. Ama senin aklın bende değildir bana karşı olan sevgin bitmiştir bile. Benimki de elbet bir gün bitecek ama o gün bitene kadar gelirsen tekrardan affedeceğim seni. Ve tekrar eskisi gibi olacağımıza inanacağım bir gün bunu okumana bir arkadaş ile vesile olacağım. Beni çocuklarına anlatacaktın ya bu kararından geri dönme lütfen. Hoşça kal Vatan gülüşlüm…